Kurban Poşeti 3 boy olarak kullanılıyor. Küçük boy, kurban et poşeti, Orta boy Kurban Bağırsak Poşeti, Büyük boy Kurban Deri poşeti. Kurbanını paylaş; kardeşinle yakınlaş..
Kurban Poşeti Fiyatları
Kurban poşetleri kilogramı TL+ KDV den başlayan fiyatlarla piyasaya sunulmuştur.

Kurban Poşeti

Et, Deri, Bağırsak Poşetleri
Atlet kesim Kurban Poşetleri 3 boy olarak kullanılıyor. Küçük boy, kurban et poşeti, Orta boy Kurban Bağırsak Poşeti, Büyük boy Kurban Deri poşeti.

Bağcılar Belediyesi Poşetleri
Kurban poşetleri, genel olarak şu boyutlarda kullanılır. Et poşeti, 25×40 cm, Bağırsak poşeti 30×50 cm, Deri Poşeti, 30×60 cm
Veya Et poşeti, 30×50 cm, Bağırsak poşeti 45×74 cm, Deri Poşeti, 50×90 cm

Beşiktaş Belediyesi Poşetleri
Fiyatlarımız Belediyeler, Kamu Kuruluşları, Dernekler vakıflar ve Yardım Kuruluşları içindir. Her boyda en az 250’şer kilo baskı için geçerlidir.

Kadıköy Belediyesi Poşetleri
Baskılı Kurban Poşetlerinde fiyatlar 2 renk baskı üzerinden hazırlanmıştır. Renk sayısına ve adetlerinize bağlı olarak değişiklik arz edebilir. Kullanacağınız poşet miktarını belirleyerek lütfen iletişime geçiniz

Sarıyer Belediyesi Poşetleri
Baskılı Kurban poşetlerinde teslim süresi, tasarım onaylandıktan sonra 15 iş günüdür.
Baskısız kurban poşetlerinin teslim süresi 1 Haftadır.

Üsküdar Belediyesi Poşetleri
Kurban Eti Poşeti
Kurban eti poşeti, kesilen kurbanın etlerinin, rahat taşınabilmesi ve dağıtılabilmesi amacıyla kullanılır. Genel olarak 5 ve 10 kg olarak hazırlanır. Sağlam, hijyen insan sağlığına uygun ve sızdırmaz olmalıdır.
Kurban Bağırsak Poşeti
Kurban Bağırsak Poşeti, kesilen kurbanın, bağırsakları ve diğer kullanılmayacak sakatatlar için kullanılır. Sağlam ve sızdırmaz olmalıdır.
Kurban Deri Poşeti

Kurbanını Paylaş, Kardeşinle Yakınlaş
Kurban deri poşetleri, Kesilen kurbanın derisinin, teslim edilecek kuruma, hijyen bir şekilde ulaştırılması amacıyla kullanılır. Kurban Deri poşetleri, Büyükbaş ve küçükbaş hayvanlara göre 2 boydur.
Bu poşetlerin kesinlikle sağlam ve sızdırmaz olması gereklidir.
Kurban ve Hijyen

Kurban ve Hijyen
Kurban Bayramının en büyük sorunlarından biri kurban kesiminin sağlıklı ortamlarda yapılmaması ve hijyene dikkat edilmemesidir.
Hijyen ortamda kesilmeyen kurbanlardan hastalık yayılma ihtimali mevcuttur. Ayrıca düzgün paketlenmemiş, bağırsak ve deriler mikrop yayılmasına yol açabiliyor.

Kurban ve Hijyen
Son yıllarda belediyelerimizin ve çeşitli kuruluşların kurban kesimi ile ilgili aldığı önlemler takdire değer nitelikte.
Artık kurbanlar belediyelerin belirlediği yerlerde, hijyen, sağlık ve iş güvenliğine önem verilerek kesiliyor.
Belediyelerin bir kamu hizmeti olarak sağladığı poşetlerle et, bağırsaklar ve deri gayet hijyen koşullarda saklanıp gerekli yerlere ulaştırılabiliyor.
Kurban için hazırlanan poşetlerin kalitesi çok önemli. Gıda standartlarına uygun, mukavemeti yüksek ve sızdırmaz olmalıdır.

Kurban ve Hijyen
Solin Ambalaj olarak, Belediyelerimize, Derneklere, vakıflara, yardım kuruluşlarına en iyi kalite kurban poşetlerini en avantajlı fiyatlarla sunuyoruz.
Poşetlerin sizlerin istediği ölçülerde tasarımı yapılıp onaylandıktan sonra 15 gün içinde teslim ediyoruz.
Kuruluşunuzun ihtiyacı olan miktarları belirleyip bizimle iletişime geçerseniz en kısa sürede tasarım yapılıp baskıya gönderiyoruz. 15 gün içinde adresinize ulaştırıyoruz. Birlikte çalışabilmek dileğiyle.

Gökçeada Belediyesi Poşeti
Niçin Kurban Poşetleri
Kurban yapıyorsanız, azami dikkat göstermeniz gereken şeyler, kendi sağlığınız, komşularınızın sağlığı. Yardım ve bayram ederken, bilmeyerekte olsa toplum sağlığına zarar vermek, Din açısındanda zararlı görülür.
Kurban keserken her boy, sızdırmaz, dayanıklı poşet kullanmak zorundayız.
Etrafa, mikrop bulaşmamalı. Taşıma kapasitesi yüksek poşetler ile, her amaca uygun dağıtım yapılabilmeli..

Kurbanını Paylaş, Kardeşinle Yakınlaş
Niçin Solin Ambalaj?
Poşetin kendisi çevresel bir sorundur. Fakat daha büyük çevresel sorunların önlenmesi amacı ile bu ambalaj malzemesinin kullanımı bazen zorunlu hale gelebiliyor.
Açıkta kesilen, dağıtılan, orada bırakılan artıkları düşünün tam bir çevresel felaket olur.
Oysa, bu çıkan ürünleri, doğru bir şekilde amacına uygun olarak paketlersek, çevresel zararımız daha az olur.
Belediyelerimizin son yıllardaki bu çabaları hayranlık uyandırıcı.
Her yerin, kan gölüne döndüğü, hijyenin olmadığı bir Afrika ülkesi düşünün, Türkiye artık farklı bir yer.
Kamusal hizmet veren belediyelerimiz, bu sorunu kökten çözmüş durumda.
Bizler Solin Ambalaj olarak, O’nlara en uygun fiyatları ve kaliteyi sunmak zorundayız.
Bayram Tadında bir Kurban
Dini görevlerimizi yerine getirirken, Azami sağlık kurallarına dikkat etmeliyiz.
Solin Ambalaj olarak, Kamusal hizmetlerin sonuna kadar yanındayız.
Belediyelerimiz, en az masrafla en iyisini yapabilmeli.. Bunun için varız..
Poşet Teslimat
Belediyelerimizin, Vakıflar ve derneklerimizin kamu yarına yaptıkları kurban poşetleri, zaman önemli olduğundan, beklenilmeksizin acil olarak yapılıp telim edilmelidir.
Solin Ambalaj, Kurban Bayramına bir kaç gün kalsa bile sizi yarı yolda bırakmaz.
Tam zamanında, istediğiniz kalitde, yapar, basar teslim ederiz.
KURBAN NE DEMEKTİR?
Sözlükte ‘yaklaşmak, Allah’a yakınlık sağlamaya vesile olan şey’ anlamına gelen kurban, dinî bir terim olarak, ‘ibadet maksadıyla belirli bir vakitte belirli şartları taşıyan hayvanı usulünce boğazlamak, ya da bu şekilde boğazlanan hayvan’ demektir.
KURBAN KESMENİN TARİHTE YERİ NEDİR?
Arapça’da bu şekilde kesilen hayvana udhiyye denilir. İnsanlık tarihi boyunca hemen bütün dinlerde kurban uygulaması mevcut olmakla birlikte şekil ve amaç yönüyle aralarında farklılıklar bulunur. Kur’an’da Hz. Âdem’in iki oğlunun Allah’a kurban takdim ettiklerinden söz edilir (el-Mâide 5/27); bir başka âyette de ilâhî dinlerin hepsinde kurban hükmünün konulduğuna işaret edilir (el-Hac 22/34). Ancak Yahudilik ve Hıristiyanlık’ta kurban telakkisi bir hayli değişikliğe uğramıştır. Hıristiyanlık’ta İsâ’nın çarmıha gerildiği ve bunun insanoğlunun aslî günahına karşı Baba’nın oğlu İsâ’yı feda etmesi olduğu inanışıyla kurban telakkisi özel bir anlam kazanmıştır. İslâm’da kurbanın dinî hükmüyle ilgili olarak Kur’an’da, Hz. Peygamber’in sünnetinde önemli açıklamalar yer almış, bu çerçevede oluşan fıkıh kültüründe de konu hakkında ayrıntılı bilgi ve hükümler derlenmiştir.
KURBAN NASIL BİR İBADETTİR?
Kurban gerek fert gerekse toplum açısından çeşitli yararlar taşıyan malî bir ibadettir. Kişi kurban kesmekle Allah’ın emrine boyun eğmiş ve kulluk bilincini koruduğunu canlı bir biçimde ortaya koymuş olur.
NEDEN KURBAN KESERİZ?
Müminler her kurban kesiminde Hz. İbrâhim ile oğlu İsmâil’in Cenâb-ı Hakk’ın buyruğuna mutlak itaat konusunda verdikleri başarılı sınavın hâtırasını tazelemiş ve kendilerinin de benzeri bir itaate hazır olduğunu simgesel davranışla göstermiş olmaktadır. Kurban toplumda kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutar, sosyal adaletin gerçekleşmesine katkıda bulunur. Özellikle et satın alma imkânı hiç bulunmayan veya çok sınırlı olan yoksulların bulunduğu ortamlarda onun bu rolünü daha belirgin biçimde görmek mümkündür. Zengine malını Allah’ın rızâsı, yardımlaşma ve başkalarıyla paylaşma yolunda harcama zevk ve alışkanlığını verir, onu cimrilik hastalığından, dünya malına tutkunluktan kurtarır. Fakirin de varlıklı kullar aracılığıyla Allah’a şükretmesine, dünya nimetinin yeryüzündeki dağılımı konusunda karamsarlık ve düşmanlıktan kendini kurtarmasına ve kendini toplumunun bir üyesi olarak hissetmesine vesile olur.
İslâm Öncesi Dinlerde Kurban
Kurban tapınılan tabiat üstü varlık veya varlıklara yakınlaşma, şükran duygularını ifade etme, bir şey isteme ya da günahlara kefâret olması gibi niyetlerle sunulan varlık ve nesnelerdir. Tabiat üstü bir güce sunulan nesnelere genel anlamda takdime adı verilirken kurban kelimesi özellikle öldürme veya boğazlama yoluyla sunulanlar için kullanılmaktadır.
Kurban olayında esas unsur, sunulan hediyeyi kabul etme durumunda olan tabiat üstü gücün veya kendisine böyle bir güç atfedilmiş olan varlığın bulunmasıdır. Kurban sunan kişi bu şekilde tabiat üstü güçle ilişkiye girmeyi veya daha önce girmiş olduğu ilişki-yi sürdürmeyi amaçlar. Öte yandan bazı toplumlarda kurban olarak takdim edilen nesnelerin yok edilmesi işlemi esas kabul edilmiş, buna göre kurban, “objelerin bir tanrıya veya herhangi bir tabiat üstü güce takdim edildiği bir kült faaliyeti” olarak tanımlanmıştır.
Takdim edenin, bir şeyi kendi tasarrufundan çıkarıp tabiat üstü bir alıcıya sunduğu düşüncesi esas alınarak kurban, “icra edilişi esnasında bir şeyin sunulduğu veya yok edildiği, objesinin mânevî bir güç kaynağı ile böyle bir güce ihtiyaç duyan kişi arasında ilişkiler tesis ettiği dinî tören” şeklinde tarif edilmiştir.
Erken Paleolitik dönem
Erken Paleolitik dönemden itibaren çeşitli kültürlerde kurban ibadetinin farklı uygulamaları ortaya çıkmıştır. Antik Yunan dininde yer altı ve deniz tanrılarına siyah, ateş tanrılarına kızıl renkte hayvanlar, güneş tanrısı Helios’a süratli atlar, tanrı Zeus’a kozmik verimlilik güçlerinin simgesi olarak kabul edilen boğa kurban edilirdi. Kurban vasıtasıyla tanrıların, tanrılar sayesinde de insan ve tabiatın yaşadığına inanılırdı.
Arkeolojik bulgular, eski Mısır’da rahiplerin idaresinde âyin haline getirilmiş kurban kültünün bulunduğunu göstermektedir. Sumerler’in yaşadığı eski Mezopotamya’da da rahiplerin eşliğinde zorunlu kurbanlarla iştirak edilen oldukça gelişmiş bayram takvimleri bulunurdu. Hititler’in tanrıların yardım ve affını kazanmak için kurban kestikleri, bazı yiyecekler takdim ettikleri bilinmektedir. Dinî ve mitolojik Ugarit metinlerinde Mezopotamya ve Ken‘ân özelliği taşıyan bir kurban kültünün izleri görülmektedir.
Milâttan önce ilk binyıla kadar tarihlendirilen kitâbelere göre Güney Arabistan’ın yüksek kültürlerinde rahiplerce yönetilen, güneş, ay ve Venüs gibi yıldızlarla büyük tanrılara sunulan kurban âyinleri vardı. Eski İranlılar tanrılara kurbanlar, çeşitli bitkiler ve haoma içkisi sunmuşlardır. Zerdüşt hayvan kurbanını yasaklayarak Ahura Mazda’ya adak ve şükürler kurbanını telkin ettiyse de ölümünden sonra canlı kurban âdetine geri dönülmüştür. İranlılar adak ve şükranlarını Hürmüz’e, diğer takdimelerini de kötülüğü engellemesi için Ehrimen’e arzederlerdi.
Sâbiî toplumunda güvercin ve koçun kurban edildiği törenleri vaftiz olmuş rahip veya yardımcısı icra eder, kurban edilen hayvanın kutsiyetine inanıldığından vaftiz olmayanların ona dokunmasına izin verilmezdi. Günümüz ilkel kabilelerinde tanrıların yardımlarını sağlamak, gazaplarından korunmak veya günahlardan kurtulmak için tavuk kurbanı yaygındır; ayrıca sığır ve köpek de kurban edilmekte, yiyecek ve içecek maddeleri sunulmaktadır.
Japon dini Şintoizm’de kurban
Japon dini Şintoizm’de kurban ve takdimeler tanrılara ve ölülere, onların öfkesini yatıştırıp lutuf ve yardımlarını sağlamak veya günahlara kefâret düşüncesiyle sunulurdu. Erken dönemlerde uygulanan insan kurbanlarının yerini sonradan hayvan kurbanları almıştır. Günümüzde pirinç ve pirinç şarabından oluşan yemek takdimeleriyle elbise ve mesken dahil üç aslî ihtiyaca tekabül eden her şey kurban olarak sunulmaktadır.
Eski Çin’de tanrılara ve ölen ataların ruhlarına onları memnun etmek ve ilâhî lutuflar elde etmek amacıyla evcil olan ve olmayan hayvanlar kurban edilir; hububat, mayalandırılmış içki, çeşitli yiyecekler ve ipek gibi takdimeler sunulurdu. Önceleri yaygın olan insan kurbanına Konfüçyüs’le birlikte son verilmiştir. İmparator tarafından kış gün dönümünde göğe ve yere sunulan kurbanın önemli bir yeri vardı. En önemli takdimeler bütün ailenin bir araya geldiği, senenin ilk ve son günlerinde yapılırdı. Güneş tutulması, sel baskını, salgın hastalık, kuraklık, açlık gibi durumlarda da uygun kurbanlar sunulurdu.
Hinduizm’de kurban
Hinduizm’de kurban insanları kurtuluşa götüren yollardan biridir. Brahmanlar döneminde, kozmik gücü meydana getirdiğine inanılan ve yaratılışın sırrı, kâinatın devamının anahtarı olarak kabul edilen kurban merasimi rahiplerin nezaretinde gerçekleştirilirdi. Vedalar döneminde günlük merasimler ateşte yakılan takdimeleri, kutsal soma içkisini yere dökmeyi, atalara, yer tanrılarına ve ruhlara yiyecek takdimelerini ihtiva ederdi. Aylık takdimeler yeni ay ve dolunayda çeşitli tanrılara, özellikle fırtına tanrısı İndra’ya sunulan pastalar ve yiyeceklerdi.
Fakat kefâret niyetiyle ve ilkbaharın başlangıcında bolluk düşüncesiyle, yağmurlu mevsim ve serin kış beklentisiyle rahipler tarafından bir yılda üç defa olmak üzere mevsimlik kurbanlar sunulurdu. Upanişadlar sonrası dönemde de kurban sistemi korunmuş, ancak mâbed ibadetinin ortaya çıkışı ve Budizm, Jainizm gibi yeni dinlerin muhalefeti sebebiyle giderek önemini kaybetmiştir.
Çünkü Budizm ve Jainizm’de “Ahimsa” (hiçbir canlıyı öldürmemek) prensibi ve tenâsüh inancı gereği canlı yaratıklar kurban edilmemektedir. Ancak her iki din mensupları mâbedlerinde tütsü, mum, buhur, yiyecek ve içecekler takdim ederlerdi.
Yahudilik’te Kurban
Yahudilik’te bazı hayvanların veya yiyeceklerin Tanrı’ya bağlılığın bir işareti olarak ve O’nun lutfunu kazanmak, affını sağlamak niyetiyle bir mezbah üzerinde tamamen ya da kısmen yok edilmesinden ibaret olan kurban ibadetinin tarihi Hz. İbrâhim’e kadar götürülmektedir.
Onun döneminde sığır, davar, kumru, güvercin gibi hayvanlar Tanrı’ya sunulurdu (Tekvîn, 8/20, 13/18, 15/7-11, 17-21). İshak (Tekvîn, 26/25) ve oğlu Ya‘kūb tarafından da devam ettirilen kurban geleneği İsrâiloğulları’nca, bazı dönemlerdeki farklı uygulamalarla birlikte Kudüs’teki mâbedin 70 yılında Romalılar tarafından yıkılışına kadar sürdürülmüştür.
Ahd-i Atîk’te kurbanı ifade eden en kapsamlı terim İbrânîce’de “vermek” anlamına gelen “manah” fiilinden türetilmiş, “bir bağış veya vergi” mânasındaki “minha”dır. Bu kelime hububat takdimelerini (Levililer, 2; İşaya, 43/2), genel olarak kurbanı (I. Samuel, 2/29, 26/19) ve özellikle de hayvan kurbanlarını (Tekvîn, 4/3, 4; I. Samuel, 2/12-17) ifade etmek üzere kullanılmıştır.
Kurban edilecek hayvanlar
Kurban edilecek hayvanlar kusursuz olmalıdır. Pek çok durumda hayvanın erkek olması istenmiş, şükür ve ilk mahsul takdimeleri gibi diğer durumlarda erkekle dişi arasında tercih kişiye bırakılmıştır. Kurban olarak sunulan hayvanların doğumdan itibaren yedi günden önce takdim edilmemesi (Levililer, 22/26-27), anne ile yavrusunun aynı günde boğazlanmaması emredilmiştir (Levililer, 22/28).
İlk doğanlar bir yıl içinde takdim edilmelidir (Tesniye, 15/19). Pesah kuzusunda olduğu gibi yakılan takdimelerle günah ve şükran takdimelerinin bir yaşından daha fazla olması istenmiştir (Çıkış, 12/5, 29/38; Levililer, 9/3, 23/12, 19). Bazı özel kurbanların bir iş yapmamış, boyunduruk vurulmamış ve henüz yavrulamamış bir hayvandan olması gerekirdi (Sayılar, 19/1-10; el-Bakara 2/67-71). Ayrıca kurbanın onu sunan kimsenin malı olması gerekiyordu (Tesniye, 28/19; II. Samuel, 24/24).
Kurbanın eti hakkında yapılacak işlem kurbanın takdim ediliş amacına göre değişiklik arzetmekteydi. Yakılmak üzere sunulan kurbanın eti tamamen mezbah üzerinde yakılır; komünyon kurbanı kohenler, onu takdim eden ve yakınları tarafından yenirdi (Levililer, 7/15-21, 32-34, 35-36, 22/29-30). Kurbanın kanı ve Tanrı’ya tahsis edilen yağının yenilmemesi ve bütün nesiller boyunca buna riayet edilmesi istenmiştir (Levililer, 3/17, 7/22-31, 17/10-14).
Hristiyanlık’ta Kurban
Hz. Îsâ zamanındaki kurban uygulamaları Ahd-i Atîk’e dayandırılmaktaysa da sonradan Hıristiyanlık’ta Îsâ’yı merkezîleştiren farklı bir kurban anlayışı geliştirilmiştir. Kendisi de bir İsrâilli olan Îsâ dünyaya geldiğinde ailesi yahudi şeriatına uyarak (Çıkış, 13/2, 12; Levililer, 12/2-6, 8) kurban sunmak için Yeruşalim’e gitmiş ve Îsâ’yı da götürmüş (Luka, 2/22-24), Îsâ, İsrâiloğulları’nın kutladığı Pesah bayramlarına katılmıştır (Matta, 26/2, 17-19; Markos, 14/12-16).
Öte yandan Îsâ, bir cüzzamlıyı iyi ettikten sonra Mûsâ şeriatında belirtildiği üzere (Levililer, 13/49, 14/2-9) bir kurban kesmesini (Matta, 8/4), din kardeşiyle dargın olan birinin barıştıktan sonra takdimesini sunmasını istemiştir (Matta, 5/23-24). Bu uygulamalara rağmen Îsâ’nın çarmıha gerilmesi ve diriltilmesi inancının ardından Hıristiyanlığın Yahudilik’ten ayrı bir din mahiyeti kazanmaya başladığı bilinmektedir.
Nitekim hıristiyan geleneğinde Îsâ’nın havârileriyle yediği son akşam yemeğinde insanlar için döküldüğünden bahsettiği kanının Ahd-i Cedîd olduğuna ve insanları Tanrı ile barıştırdığına inanılmış (Matta, 26/26-28; Markos, 14/22-24), Ahd-i Atîk Pesahı’nın icrası sayılan bu yemeğin Îsâ’nın kendisini Baba’sına takdim ettiği bir âyin anlamına geldiği anlayışı benimsenmiştir.
Böylece hıristiyan ilâhiyatında Îsâ’nın haç üzerindeki ölümünün tek başına yeterli ve diğer kurban sunma fiillerini faydasız kılan biricik kurban olduğu inancı kabul edilmiş, Îsâ, kendisi ilk ve son kurban olarak Ahd-i Atîk’in kurban sistemini iptal etmiştir (İbrânîler’e Mektup, 10/5-10).
Perpa Ticaret Merkezi A Blok, Kat:5 No:173 Şişli, İSTANBUL